Klasik belâgat düşüncesi, Abdulkâhir Cürcânî’nin (ö. 471/1078-79) nazm teorisi çerçevesinde inşa edilmiş ve müstakil ilim olma hüviyetini kazanmıştır. Cürcânî’nin yer verdiği nispeten dağınık haldeki bilgiler Râzî’nin (ö. 606/1210) katkılarıyla tertip ve tasnif edilerek düzenli hale getirilmişse de belâgat ilmi asıl yetkinliğini Sekkâkî’nin (ö. 626/1229) Miftâhu’l-Ulûm eseriyle kazanmış, meseleler ve kavramlar bu eserle net bir şekilde ortaya konmuştur. Sekkâkî’nin klasik belâgât düşüncesine dair devraldığı mirası kendine özel bir tasnifle yorumlayarak aktardığı eseri temel başvuru kaynakları arasına girmiş ve üzerine çok sayıda şerh, hâşiye ve muhtasar çalışmaları yapılmıştır. Muhtasarları arasında en önemli ve öne çıkan eser ise Hatîb el-Kazvînî’nin (ö. 739/1338) Telhîsu’l-Miftâh adlı eseridir.
Kazvînî, kendisinden önce yazılan pek çok belâgat çalışmasından istifade ederek ortaya koyduğu Telhîsu’l-Miftâh adlı eserinde Sekkâkî’nin belâgat tasnifini büyük oranda dikkate almakla birlikte, eleştirel bir bakış ve özgün bir yorumlamayla adeta yeniden inşa etmiştir. Eserinde belâgate dahil edilmemesi gereken konuları çıkaran, bazı meselelerde yeni kavramlar teklif eden ve var olan bazı kavramları tekrar tanımlama yoluna giden Kazvînî’nin bu gayreti hüsnükabule mazhar olmuş ve eser üzerine şerh, hâşiye, talika, muhtasar ve tercüme tarzında geniş bir literatür ortaya çıkmıştır. Telhîsu'l-Miftâh'ın Osmanlı medreselerinde uzun bir süre ders kitabı olarak okutulması ve kütüphanelerdeki yazma nüshalarının çokluğu da ilmî muhitlerde esere gösterilmiş olan ihtimamın şahitleridir.
Günümüz akademisi için de klasik belâgat düşüncesinin ve bilhassa Kazvînî’nin getirdiği katkıların daha yakından ve üst seviyeden müzakere edilmesi bir gerekliliktir. Bu gayeye matuf olarak İSM İhtisas kapsamında Hüseyin Arslan Hoca ile devreler halinde yürütülecek olan “Telhîsu’l-Miftâh Okumaları” isimli programda Kazvînî’nin kendi eserinde yer verdiği ifadelerden, yönelttiği tenkitlerden ve zikrettiği nüktelerden hareketle klasik belâgat düşüncesindeki yeri müzakere edilmeye çalışılmaktır.
Mayıs-Haziran 2023 tarihlerindeki 1. devresinde Mukaddime kısmının müzakere edildiği halkanın 2023 Güz döneminde gerçekleştirilecek olan 2. devresinde İsnâd-ı Haberî, Aklî Hakîkat, Aklî Mecâz bahisleri ele alınacaktır.