Sayın Bakan Fahrettin
Koca;
10 Mart 2024
tarihinde anestezi öğretim gören bir gencimize yaptığınız açıklamada bir
kolaylık yapacağınızı, anestezi ve ameliyathane
teknikerleri ile ATT ve paramediklerin diğer sağlık alanlarında da
çalışabilmelerinin önünü açacağınızı
ifade ettiniz. Ne yazık ki bu açıklama, yıllardır mesleklerin
profesyonelleşmesi ve iş barışı adına verdiğimiz mücadele sırasındaki
kaygılarımızda ne kadar haklı olduğumuzu gösterdi.
Yıllar
boyu uluslararası standartlara uyumlu olmayan bir
sağlık işgücü planlaması dahilinde, ihtiyacı ortaya koymadan, belirgin bir görev
tanımı yapılmadan, çalışma alanlarına yönelik gerekli mevzuat oluşturulmadan, okul
ve bölümlerin sayısı hızla arttırılmış ve bir “atanamayan sağlıkçılar” sorunu
yaratıldı. Bu süreç boyunca bizler, mezuniyetleri ardından istihdam alanı
olmayan, teknik alt yapısı, yeterli öğretim kadrosu ve uygulama alanı olmayan,
gençlerin umudunu, emeğini, alın terini sömüren okul ve bölümlerin kapatılması
için defalarca çağrıda bulunduk. Yanlışın yanlışla telafi edilemeyeceğini, bu
eğitim politikasının mağdur yarattığını, gençlerimizin, ülkemizin geleceğini
çaldığını anlatmaya çalıştık. Ancak yanlışı yanlışla telafi etmekte ısrar
edildi. Bu ısrar, diğer mevzuatla çelişen yönetmeliklerle perçinlenmeye
çalışıldı. Sağlık çalışanlarının mesleki kimlikleri, mesleklerin uluslararası
görev tanımları, çalışma alanları, eğitim yeterlilikleri yok sayıldı. Hizmeti
üretenlerin, öğretenlerin, toplumun, mağdur olan hastaların sesi duyulmadı; kaygıları
dikkate alınmadı.
Bu açıklamanız,
atanamayan sağlık çalışanı sorununu çözmediği gibi sağlık çalışanlarını yine
karşı karşıya getirdi. Hassas bir dengede, zorlukla, tekrar inşa etmeye
çalıştığımız iş barışını bir kez daha yıktı. Bu açıklamada, iş alanları son
derece özelleşmiş sağlık çalışanlarına yapılacağını söylediğiniz kolaylık,
mesleki eğitimi göz ardı etmiyor mu? Ticari kaygıların ön planda olduğu kurum
ve kuruluşlarda ucuz iş gücü kaygısıyla, her alanda herkese her işi
yaptırmanın, emek sömürüsünün yolunu açmıyor mu? Hem halkın hem de çalışanın
sağlığını riske atmıyor mu?
Biz sağlık
emekçileri yoğun eğitimin getirdiği disiplin ve sorumluluk duygusuyla mesleklerimize,
halk sağlığına sahip çıkmaya çalışıyoruz. Bu ülke bizleri yetiştirdi ve
insanını emanet etti. Bugün mesleğimize ve halkımızın sağlığına sahip
çıkıyoruz. Hemşireler başta olmak üzere anestezi teknikerleri, acil tıp
teknikerleri, paramedikler olmak üzere sağlık meslek mensuplarının tamamı da
aynı sorumluluk ve kaygıyı taşımaktadır.
Bakım hemşirelerin
işidir. Atama bekleyen yüz binden fazla hemşire varken, hemşire çalışma
alanlarının ve hemşirelik girişimlerine ilişkin sorumlulukların, hemşire
olmayan sağlık meslek mensupları tarafından yürütülmesi riskini kabul
etmiyoruz. Her alanda angaryayı dayatan, meslekleri değersizleştirerek mesleki
doyumdan ve öz saygıdan uzaklaştıran bu yaklaşım iş barışını bozacağı gibi iş
yükü altında ezilen binlerce sağlık çalışanının eğitimlerini kapsamayan işler
altında ezilmesinin de yolunu açacağını düşünüyoruz.
Tüm çalışanların
eğitimini aldıkları alanlarda ve eğitimini aldıkları görev yetki ve sorumluluk
içinde çalışmaları için gerekli düzenlemelerin ve denetimlerin bir an önce
yapılmasını, sağlık personeli eksikliğinin, OECD ortalamalarına uygun şekilde, her
branş için kadrolu ve güvenceli bir istihdam ile giderilmesini istiyoruz.